edith piaf

1915 doğum fransız sanatçısı. şahane bir müzik efsanesi ve tüm dünyanın sanatçısıdır. (bkz: kaldırım serçesi). sokakta şarkı söyleyerek başladığı hayatı fransada büyük salonlarda hınca hınc kalabalıklarda 50 li yaşlarda son buldu. öldüğü zaman onu çok seven arkadaşı dahi üzüntüden kalp krizi gecirerek ölmüştür. fransız müziğine aşk ve hüzünü farklı bir tarz vererek gitmiştir. ölümden korkmamaktadır yalnızlıktan korktuğu kadar ve son röportajında şöyle der: - bir kadına öğüt verecek olsaydınız, bu ne olurdu? - sev. - bir genç kıza? - sev. - peki bir çocuğa? - sev. https://www.youtube.com/watch?v=kFzViYkZAz4 https://www.youtube.com/watch?v=Fgn8gZHJZzA

(bkz: La vie en rose) kendisini bizlere cristin millioti tanıtmıştır. la vie en rose'un amerikan versiyonunu kendisinden dinledikten sonra edith piaf'ı tanıdım. sanatçıyı beğenmek için de sanatı beğenmek için de o sanatın yapıldığı dili bilmeye gerek olmadığını ispatlayan nadide bir fransız sanatçı.

(bkz: Non, Je ne regrette rien) bu

bu kardeşinizde kendisinden 'la vie en rose' plağı bulunan şahıstır aynı zamanda.

(bkz: padam padam ) bu şarkısını ayrı bir severim, fransızca derslerinde tanıdığım bir fransız duayeni. zor bir hayatı olmuş. emeğinin karşılığını almış sonunda.

fransızların sanat güneşi.

non, je ne regrette rien ya sizce de çok güzel değil mi!

hayat hikayesi de şarkıları kadar ilgi çekicidir. kendi yazdığı "hayatım" adlı kitabı okuduktan sonra hayranlığım arttı. çok içten bir kitap çünkü. "la mome" isimli filmde de hayatı anlatılır. aynı zamanda marion cotillard'a oscar kazandıran filmdir. şarkılarını seven kişilerin o filmi izlemesini tavsiye ederim. hayatını öğrendikten sonra daha da bir güzel geliyor şarkıları. (bkz: la mome) (bkz: marion cotillard) hayatım adlı kitabının giriş bölümüdür: “aşk benden hep kaçtı. onu, yani sevdiğim kişiyi, hiç bir zaman uzun süre kollarımın arasında tutamadım. her defasında, tam hayatımın adamını buldum sandığımda, her şey mahvoldu ve ben gene yalnız kaldım. bu gerçekten de bir günah çıkartma kitabı, söyleyeceklerim belki de son sözlerim olacak. istediğim şey, itiraflarla dolu bu kitabı okuyan kişinin, tıpkı bir zamanlar maria magdelena’ya söylendiği gibi, ‘günahlarının çoğu affedildi, çünkü çok sevdi’ demesidir.”

yaşadığı dönemde çok sevilen ve benimde çok sevdiğim fransız şarkıcıdır. ünlü şarkıcı charles aznavour, edith piafın cenaze törenini anlatırken “ikinci dünya savaşı sona erdiğinden beri bütün paris’in trafiğini tamamen kilitleyen başka bir olay yoktur.” sözleriyle cenazeye katılan sevenlerinin çokluğunu anlatmıştır

insana anlamadığı bir dilde bile duygu yoğunluğu yaşatabilecek nadir insanlardan. (bkz: the little sparrow)

bu kadar entryde herkes övmüştür öveceği kadar hepsine katılıyorum. sesi güzel kendisi hakkıdna fikrim yok bir ablamız. dediklerini de malesef anlamıyorum ama zaten müzik değil acılardır evrensel olan. (#1037519) için de özür dilerim.. hatta bu entryi bi rap şarkısından alıntı yaparak bitirdiğim için de özür dilerim.

sesi, fransızcası mü kem mel olan müzisyendir. milord parçası ayrı mükemmeldir.

ne zaman dinlesem bir sakinlik geliyor.

"- bu çalan nedir? + edith piaf diye bir kadın... - ne anlatıyor bu şarkıda? + ne kadar sevdiğini... ama terk edilmiş... hep hayal kırıklığı yaşamış.. - bunu bir süre daha dinlersek, almanların beni öldürmesi gerekmeyecek." (bkz: saving private ryan)

çok güzel bir insanlık hikayesine sahip kadın. edith piaf, iki yaşındaki kızı öldüğünde o kadar parasızmış ki kızının cenazesini bile gömememiş. sokakta nereden para bulabilirim diye dolaşırken bir adam saati kaç gibi bir soruyla laf atmış. edith piaf da adamın sorusuna kızının cenaze için gerekli olan parayı söylemiş. 10 frank misal. sonra adamla birlikte otele gitmişler ve odaya girdikleri gibi kadın ağlamaya başlamış. ve adama kızının cenazesini gömebilmek için paraya ihtiyacı olduğunu, bu yüzden teklifini kabul ettiğini anlatmış. adam da parayı masanın üzerine koyup, insanlık daha ölmedi küçüğüm tarzı bi şeyler demiş, gitmiş. yıllar sonra bu anısını anlatan edith piaf, ben şu anda insanlara yardım ediyorsam o adamın sayesindedir. eğer o gece anlattıklarıma rağmen parasının karşılığını isteseydi kimseye yardım etmezdim demiş. aşağı yukarı böyle bir hikayeydi. hep içime dokunur.

Parçaları ve sesi müthiş olan bir kadın. Ayrıca yıllar yıllar önce, annemi albüm kapağındaki fotoğrafına baktırtıp "o yıllarda ince kaş modaymış herhalde" dedirten ince ve uzun kaşlara da sahiptir. Gerçekten kaşları Salvador Dali'nin bıyıklarına benziyor.

Volkan Öge ve Batesmotelpro kanalı yüzünden Édith Piaf'ı ne zaman görsem bi gülümsüyorum. Bana Kitap Al ==> Ne Me Quitte Pas Ayrıca şakalı "edit"lerde de çok kullanılırdı kendisi. Edit Akbayram'ın Fransız versiyonu gibi.

hayatını konu alan la môme (dilimize kaldırım serçesi olarak çevrilmiş) filmini izledikten sonra şarkılarını daha çok sevdim.